Karakaya Köyü, Bodrum’dan Turgutreis
yönüne giderken İslamhaneleri Köyü’ne gelmeden sağa saparak Gümüşlük Beldesi’ne
dönüldüğünde Dereköy’den sonra 800 yıllık tarihiyle karşımıza çıkar. 14’üncü ve
16’ncı yüzyıllarda korsan saldırılarından korunmak amacı ile 450 metre rakımlı
Peksimet Dağı’nın sarp kayalıkları içerisine gizlenmiş ve kayaların üzerine
yapılan taş evlerden oluşan köy, daracık patikaları, yamaçları, her mevsim
rengarenk çiçekleriyle dikkati çekiyor.
Son 10 yıl içinde köydeki 60 taş evden 35’i ve atıl durumdaki, 300 yıllık Osmanlı mescidi restore edilmiştir.
Son 10 yıl içinde köydeki 60 taş evden 35’i ve atıl durumdaki, 300 yıllık Osmanlı mescidi restore edilmiştir.
1954 senesinde
bir Öğretmen olan Adil Öztop, yazdığı Karakaya Köyü hakkındaki kitabta (Örneklerle bir köyün incelenmesi-KARAKAYA KÖYÜ), köyün öyküsünü şöyle anlatır:
|
|
| |
''Myndos
şehrinde son zamanlara kadar Türkler ve Rumlar bir arada yaşarlarmış.
Sonradan Rumlar Türklere zulüm etmeye başlamışlar. Türklere ait sığır ve
develeri kesmiş, kızlarını taciz etmiş, yaşlı ve zenginlere huzur
vermemişler. Bu dönemde sayıca azınlıkta olan Türkler bölgede barınamamışlar
ve Örmece dağı eteklerinde kayalık bir yere Karakaya köyünü kurmuşlar
|
|
Burada
yaşayanlardan çete kıyafeti, köpeği ve uzun bıçağı ile Dattiri Dede isminde
cesur biri çıkıp, yukarı mahallenin tepesine sadece Rumlar’a inat olsun diye
bir ev yapıp yerleşmiş
|
|
Dattiri
Dede’den cesaret alan Kacakelle Dede, Çavuş Dede, Fettah Dede de bu bölgeye
gelip yerleşmeye başlamışlar. Dattiri Dede’nin bu meydan okumasını haber alan
Rumlar mücadele’ye başlamıştır. Başlarındaki Parasku isimli Rum bu mücadelede
öldürülmüş. (Günümüzde Parasku isimli Rum’un tarlası halen kendi ismi ile
anılmakta). Dattiri Dede yine herşeyi göze alarak, köpeğini ve bıçağını
yanına alarak evine giderken yolda Rumlar tarafında çevrilmiş ve kavga
ederlerken Rumlar Dattiri Dede’nin köpeğini öldürmüş.
|
|
Dattiri
Dede canından çok sevdiği köpeği öldürüldüğü için daha da hırslanmış. Ertesi
gün yanına birkaç kişi daha alarak, sabah erkenden Rumlara baskın düzenlemiş.
Tüm Rumlar sandal ve Kayıklarına binerek kaçmaya başlamış. Asar ile Kocadağ
arasındaki liman boğazını keserek, buradan geçen Rumları öldürmüşler. Böylece
köyü Rumlar’dan arındırmışlar
|
|
Günümüzde
köyün yarı nüfusunu Dattiri ve Fettah sülalesi oluşturuyormuş. Dattiri
Dede’nin Rumlara karşı silah olarak kullandığı uzun bıçağın emanetçisi torunu
Hasan Hüseyin’miş.
|
|
Köy
halkının %70’i çiftçi ve bahçivan, %1’i memur, %1’i değirmenci, %2’si el
sanatları ustası, %4’ü esnaf, %1’i süngerci, geri kalan kısmı ise daha çok
inşaat işlerinde çalışmaktadır.''
Köy ziyaretimizde, 1958 yılında Karakaya'da doğmuş olan Mustafa ile tanıştık. Mustafa, yetmişli yılların sonunda, askerden döndüğünde, köydeki tüm hanelerde yaşandığını, köy sakinlerinin hayvancılık ve tarım yaparak dışarıya bağımsız olarak yaşamlarını sürdüklerini, köye yol olmadığından, develer ile, uzun bir yolculuktan sonra ulaşıldığını anlattı. Seksenli yıllardan itibaren köy halkı, köyü terkedip Gümüşlük civarına yerleşmeye başlamışlar. Son iki aile de 5-6 yıl önce köyü terketmiş. |